Sen neymişsin GLUTATYON!
Her insanın hayatında bir dönüm noktası vardır. Genelde acı tecrübelerin ardından, kişinin hayatı sorgulamasıyla başlayan süreç, değişimle devam eder. Bireylerde olduğu gibi, toplumların dönüşümlerinin de ağır bedelleri vardır. 21.yy da tüm dünya bir anda pandemi ile şoka uğradı, sarsıldı, kayıplar verdi ve bir değişim yaşamaya başladı. İnsanlık için bir dönüm noktasına gelindi, yaşama amacımızı, sahip olduklarımızı, yaşam tarzlarımızı, hayatın manasını düşünmeye ve sorgulamaya başladık. Daha önce hiç önemsemediğimiz şeylerin, yaşamımızı güzelleştiren küçük detayların değerini anladık. Ve en önemlisi doğal ve sağlıklı yaşam için, bilim- teknoloji ve endüstride gelişirken, doğanın dengelerini bozmamamız gerektiğinin, sağlıklı bedenin ancak sağlıklı beslenerek ve bedenin dengeli şekilde işleyişini sağlayarak mümkün olduğunu anladık, kısaca pandemi, tüm yanlış ve eksiklerimiz ile yüzleştiğimiz bir süreç oldu.
İş dünyasının hemen hemen tüm bireyleri, sağlığını kaybettikten sonra sağlıklı yaşamanın yollarını arıyor, çalışma hayatının yoğun stresi ile ne beslenmesine ne de egzersize özen gösterebiliyor. İş yemekleri, toplantılar, seyahatler derken dolaşım sistemi bozuklukları, diyabet ya da kanser ile yüz yüze geliyoruz. “vaktim yok” bahanesi hepimizin dilinde. Hem iş dünyasının içinde olup, hem de sağlıklı olmak mümkün. Ne yediğinizi bilmeniz ve birazcık hareket etmeniz bedeninizin yaşam koşullarını iyileştirebilir. Tüm bu planlamayı yapabilmek için öncelikle bedenimizin işleyişini anlamamız gerekiyor. Yazılarımda sizlere önemli konulardan kısa bilgiler vermeye çalışıyorum. Daha fazla detaya ulaşmak sizin inisiyatifinizde, söz konusu sağlık ise araştırmaya değmez mi?
Bu hafta Glutatyon ’dan bahsedeceğim. Glutatyon, vücudumuzda doğal olarak bulunan bir moleküldür. Karaciğer ve merkezi sinir sistemindeki nöronlar tarafından üretilen glutatyon, üç amino asitten oluşur: L-sistein, glisin ve L-glutamat. Kısaca Glutatyon vücudun hücrede ürettiği en önemli antioksidanlardan. Toksinlerin ve kanserojenlerin metabolizması, DNA sentezi ve onarımı, protein ve prostaglandin sentezi, amino asit taşınması, bağışıklık sistemi işlevi, oksidatif hücre hasarının önlenmesi ve enzim aktivasyonunda rol oynar. Bazı tıbbi çevreler glutatyon takviyelerinin bir dizi sağlık sorununu tedavi etmeye ve önlemeye yardımcı olabileceğini iddia ediyor.
Vucuttaki glutatyon seviyelerini olumsuz etkileyen faktörlerden en yaygınları çevresel toksinler, yetersiz beslenme ve stres. Yetersiz beslenme diyince, toplumda açlık olarak algılanıyor, bu değil! Yetersiz beslenme diye tanımladığımız yag, karbonhidrat, protein , vitamin dengeleri olmayan bir beslenme şekli aslında. Bir düşünün, Glutatyon seviyelerini etkileyen tüm faktörler hayatımızda. Bu durumda, artan kanser hastalarına, aniden kalp krizinden kaybettiğimiz dostlarımıza, yayılan obeziteye, romatizmal hastalıklara, Alzheimer, kronik yorgunluk, alkolizm , cilt hastalıklarına vs. şaşırmamamız gerekiyor. Neden mi? Hepsinin vücudunuzdaki glutatyon seviyeleri ile ilişkisi var.
Glutatyon vücut tarafından doğal olarak üretiliyor, eksikliği halinde kansere yol açabilecek olan oksidatif stres seviyelerini artırıyor. Sedef hastalığının tedavisinde glutatyon seviyelerinin artışının etkili olduğuna dair ciddi çalışmalar var. Karaciğerdeki hücre ölümlerinde glutatyonun da arasında yer aldığı aktioksidanların etkisi tıp camiasında konuşulan konulardan. Yaş aldıkça artan kilolar, yükselen insülin seviyeleri, vücutta depolanan yağ oranlarının artışında, yaş ilerledikçe vücutta azalan glutatyon seviyesi ile ilişkili olduğu bilim insanları tarafından, insanlar ve hayvanlar üzerindeki deneylerde kanıtlanmıştır. Romaid artrit, çölyak hastalığı gibi otoimmun hastalıkların neden olduğu kronik inflamasyon oksidatif stresi artırabiliyor. Bir araştırmaya göre glutatyon, vücutta oksidatif stresi azaltmaya yardımcı olur. Bu sebeple otoimmun hastalıklarla mücadele de yardımcı olabilir. Otizmli çocuklarda ve diyabet hastalarında oksidatif hasarı azalttığına dair klinik çalışmalar var. Glutatyonun vücut için önemi, vücuttaki etkileri, hastalıklar ile bağlantısına dair tüm detayları yazmak bu köşeye sığmaz, merak duyanlar Google aracılığıyla yüzlerce çalışmaya ulaşabilirler.
Kısa soru cevaplarla notlar düşersek:
-Neden vücut glutatyon seviyemizi ölçmeli ve desteklemeliyiz?
Bağışıklık sisteminin normal fonksiyonunda işlemesi için çok önemlidir, Çevresel toksinlerden korur, antioksidatif stresi azaltır, kanserden korur.
-Glutatyon seviyemizi korumak için ne yapmalıyız?
Vucut glutatyonu yeterli seviyede üretemediğinde, doğal yiyecekler ve takviyelerle desteklenebilir.
-Hangi gıdalar glutatyon içerir?
Whey proteini, spor yapanların cok tanıdık olduğu bir besin takviyesi. Yani peynir altı suyu proteini, organik olanların tercih edilmesi önerilir. Bölgemizde her mevsim taze olarak bulabildiğimiz: roka, brokoli, lahana, karnabahar, kara lahana, hardal otu, brüksel lahanası, turp, şalgam, su teresi, avakado, pancar, ıspanak, kuşkonmaz baklagillerden: nohut, mercimek, sakatatlardan ciğer, hindi et, yumurta, tavuk göğsü, ay çekirdeği, esmer pirinç. Sayılabilir, beslenme programınıza bu gıdaları eklemeniz vücudunuzdaki glutatyon seviyenizi iyi yönde etkileyecektir.
-Bağışıklık sisteminizi güçlendirmek için:
Glutatyon içeren gıdaların yanında, günlük beslenme programınızda B vitaminleri, C vitamini, Selenyum, E vitamini de içeren gıdalara yer vermelisiniz.
Beslenme programınızdaki düzenlemelere, doğal ürünler ile eksikliğinizi gidermeye çalışmanıza rağmen glutatyon seviyelerinizi artıramıyorsanız, o zaman gıda takviyelerini tercih edebilirsiniz. Her zaman en sağlıklı besin desteği, doğal yollarla alınandır. Bunu sağlayamıyorsanız gıda takviyeleri alternatif olabilir.
Bu hafta bir değişiklik yapıp, yazımı glutatyondan zengin basit ama cok sağlıklı bir salata tarifi ile bitireceğim. Mevsim kendini belli etmese de kış, ve turp familyasının bolca tüketilme zamanı. Kısa bir bilgi notu: Turp: Toksin atıcı, PH dengeleyici , bol lifli, içeriğinde Vitamin, C, Çinko, Vitamin B bulunan besin değeri açısından kıymetli bir sebze.
Tarife geçelim:
1 orta boy turp
1 alabaş turp
½ demet roka
½ bardak nar
Üzerine kabak çekirdeği içi ve çam fıstığı
Sos: Zeytinyağı-limon –sarımsak.
Afiyetle ve şifa ile..
Sağlıklı günler dilerken, maskenizi takın, sosyal mesafe kurallarını ev içinde de uygulayın ( bugüne kadar duyduğum tüm bulaşlar aile içinden ), ve güvende kalın.